Yapay Deprem Nedir? Nasıl Ortaya Çıkar? Forth Worth Olayı

Yapay Deprem Nedir?

Yapay deprem ifadesini genellikle, insan faaliyetlerinin sonucu olarak oluşan depremleri ifade etmek için kullanılır. Birçok farklı nedeni olabilir, ancak genellikle hidrolik kırılma testleri, yer altı nükleer patlamaları, maden patlamaları, büyük baraj inşaatları, yer altı madencilik faaliyetleri gibi insana bağlı faaliyetlerle ilişkilidirler.

Bu insan faaliyetleri, yer kabuğunda gerilimlere neden olabilir ve sonuçta deprem dalgalarının yayılmasına neden olabilir. Yapay depremler, doğal depremlerden farklıdır ve genellikle daha küçük ölçeklidirler, ancak yine de çevreye, insanlara ve yapısal bütünlüğe zarar verebilirler.

Hidrolik Kırılma: Yapay Depremlerin Mekanizması

Hidrolik kırılma, petrol veya gaz gibi hidrokarbonların çıkarılması için kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntemde, yer altındaki kayaların çatlamasına neden olan yüksek basınçlı su ve kimyasal karışımların birleşimi kullanılır.

Hidrolik kırılma işlemi, öncelikle bir kuyunun açılmasıyla başlar. Daha sonra, kuyudan yüksek basınçlı su, kum ve kimyasal karışımlarının birleşimi ile oluşturulan bir boru hattı vasıtasıyla yer altındaki kayaçlara basılır. Bu basınç, kayaçları çatlatır ve içindeki hidrokarbonların serbest kalmasını sağlar.

Hidrolik kırılma, enerji kaynaklarının çıkarılması için çok önemli bir yöntemdir, ancak bazı çevre sorunlarına neden olabilir. Özellikle, su kirliliği, yer altı sularının kirlenmesi, deprem riski artışı gibi konular tartışmalara yol açmaktadır.

Forth Worth Olayı

2008 yılından önce ABD’nin Teksas eyaletindeki Forth Worth bölgesinde tek bir deprem bile olmamıştı. Lakin bu tarihten sonra 200’ün üzerinde deprem meydana geldi. Günümüzde meydana gelen birçok yapay depremin altında hidrolik kırılma olarak adlandırılan bir yöntem yatıyor. Bu yöntemde yeraltındaki kayaları kırmak ve kaya gazının ya da petrolün ortaya çıkmasını sağlamak için kimyasal maddeler ve kumla birlikte milyonlarca litre su yeraltına pompalanıyor. Yeraltı kaynağı kuyu boyunca yukarı çıkarken beraberinde çok miktarda aşırı derecede tuzlu bir sıvı da geliyor.

Çoğu zaman içinde doğal radyoaktif maddeler de bulunan, bitkiler ve hayvanlar için hayli zararlı bu atık sıvı, içme suyu kaynaklarını kirletmemesi için yeryüzünün herhangi bir bölgesine bırakılmıyor. Onun yerine atık sıvılardan kurtulmak için özel olarak tasarlanmış borularla gaz çıkarılan bölgeden çok daha derinlerdeki boşluklu kayaların içine bırakılıyor.

Kuyuya boşaltılan sıvı miktarı arttıkça faylar üzerindeki basınç artıyor. Kritik bir seviye aşıldıktan sonra faylarda kaymalar meydana geliyor ve deprem oluyor. Üstelik deprem riski sadece kuyunun bulunduğu bölgeyle sınırlı değil. Orijinal kuyuların kilometrelerce uzağında depremler meydana gelebiliyor ve tehlike on yıl hatta daha fazla süre devam ediyor. Örneğin Yunanistan’da yapılan bir kırılma, Türkiye’de olası depremlere neden olabiliyor.

Depremlerde yaşanan artışın nedenlerinden biri yatay delme olarak adlandırılan yeni bir yöntem. Bu yöntemle kazılan kuyular önce dikey olarak yeraltına indikten sonra 90 derece dönüyor ve yatay olarak ilerliyor. Böylece geniş alanlara yayılan yeraltı kaynaklarını yeryüzüne çıkarmak için farklı yerlerde çok sayıda kuyu kazmaya gerek kalmıyor.

hidrolik-kirilma

Yatay delme yöntemiyle kazılan tek bir kuyuyla kilometrelerce uzaktaki bölgelere ulaşmak mümkün. Geleneksel yöntemlere göre çok daha kısa sürede çok daha büyük miktarda rezervi yeryüzüne çıkarmaya imkân veren bu yöntem, aynı zamanda kısa süre içinde yer altına çok büyük miktarda atık su pompalanmasına da neden oluyor.

Kaynaklar:

  1. Yapay Depremler, Bilim ve Teknik / Tübitak
  2. Kuchment, A., “Drilling for earthquakes”, Scientific American, http://www.scientificamerican.com/article/drilling-for-earthquakes, 2016.

Teknoloji Projeleri Youtube Kanalımızdaki Son Videomuza Göz Atmış Mıydınız?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir