Baz İstasyonu Nedir?

Baz istasyonu denilince ilk akla gelen şey 4 metre boyunda, 2 anteni ve bir çanak anteni olan cisimler gelir. Hatta toplum tarafından mikrodalgalar yaydığı için radyasyona neden olacağı ve kansere neden olduğu düşünülür. Peki, gerçekten böyle midir? Baz istasyonları ne için kullanılır? Zararlı mıdır?

Baz istasyonları teknik olarak; özünde cep telefonu iletişimi sağlayabilmemiz için elektromanyetik sinyaller yayan ve bu sinyalleri alan bir radyo vericisi olarak karşımıza çıkar. Kısacası baz istasyonları bir sinyal verici ve alıcıdır. Tıpkı cebimizde taşıdığımız telefonlar gibi. Nitelik olarak cep telefonları da bir baz istasyonu sayılabilir.  İnşa edilen üniteye göre cep telefonlarının güçlerinden 5 – 10 kat daha fazladır.

Önerilen Yazı » Elektrik Neden Alternatif Akım Olarak Üretilir ve Kullanılır?

Kuruluş düzenleri bir bal peteğini andırır. Dağılımları sıktır. Yayın sığaları genellikle düşüktür. Elektromanyetik dalga radyasyonunu bulunduğu yerin hemen altına yaymaması için koruyucuları vardır. Ancak bu kural yansıtıcıların dışında kırsal arazilerde değişir. Bunun nedeni de maliyete ve nufus oranına dayanır. Genelde 3 farklı baz istasyonu kullanılır; Makroseller, Mikroseller ve Pikoseller.

Makroseller, çok güçlü sinyaller yayan, bu nedenle şehirlerin dışında, insanların yaşam alanlarından oldukça uzak yerlerde kullanılırlar. Merkezi baz istasyonu sisteminin ana çekirdeğini oluşturur. Güçleri yüksektir. Kapsadıkları mesafe 35 km’yi bulur. Şirketler çoğaldıkça ve sahaları genişledikçe mevcut istasyon rakamı da artmış olacaktır.

Mikroseller, Ana merkezi takviye etmek için kullanılırlar. Konuşmaların yoğun olduğu bölgeleri hedef alırlar. Hitap ettikleri alanlar ise cep telefonlarının yoğunluğu çok olan alış-veriş merkezlerinde, okullarda v.b. yakın yerlerdedir. Şehir içinde kullanılmasına rağmen, nüfusun oldukça düşük olduğu yerlerde kullanılırlar. Nispeten yaydığı sinyaller daha düşüktür.

Pikoseller ise, nüfusun yoğun olduğu yerlerde, dar sokaklar ve alanlarda kullanılan, sinyal gücü çok düşük olan baz istasyonlarıdır. 

Önerilen Yazı » GSM Nedir? Nasıl Çalışır? Ne İşe Yarar?

Baz İstasyonu Nasıl Çalışır?

Baz istasyonları bir radyo verici gibidir bunu zaten herkes biliyor. Nasıl ki; radyo vericisinin UHF TV vericisinin alıcı sınırı yoksa baz istasyonunda yoktur. İstasyon kendi şebekesine ait frekansı yayar ve bu frekanstaki sim kartlı cihazlarda bu sinyali alır. Cep telefonu numarasını biz sadece telefon numarası olarak biliriz. Ancak her telefonu açtığımızda veya telefonumuz baz istasyonu değiştirdiğinde bizim hattımızada bir frekans atanır. Aynı internetteki ip numarası gibi. Ama bize atanan frekansı bilemeyiz. Bu frekans numaramız üzerine teknik santralde anlık olarak güncellenir.

Aradığımız zaman santral önce hangi frekansta olduğumuzu sorgular ve hangi baz istasyonunda olduğumuzu sorgular ve bize ulaşır. Önce zil sesimizin çalması için cihaza bir DTMF tonu gönderilir bu DTMF Kodu standart olarak tüm telefonlarda aynıdır. Bu tonu algılayan telefon hemen zil sesini çaldırır. Telefonu açtığımızdada yine santrale telefonu açtığımızın DTMF tonu gider ve iki cihazında anfisi açılır. İki cihazında alıcı ve vericisi açık konuma gelerek artık konuşma aktif hale gelir. Santralde ve her iki telefondada süre saymaya başlar ve tarife üzerinden ücretlendirme başlar.

Bir yanlış bilinen konuda cep telefonlarının uydudan sinyal aldığı bilgisidir. Öyle olsa telefonlarımız her yerde çeker her yere baz istasyonu kurma gereğide olmazdı. Baz istasyonları bir biriyle iletişim halinde görmediğimiz bir kablo hattı vaziyetinde iletişim kurarlar. Sadece baz istasyonunun hiç bir fonksiyonu yoktur. Muhakkak santral ile bağlantı olduktan sonra iletişim sağlanır. Baz istasyonları 2 anten ve bir çanaktan oluşan yaklaşık 4 metrelik cisimlerdir. Çekim gücünün artması için de yüksek binaların tepelerine kurulur. Antenler mikrodalga frekanslarını toplayarak çanağa iletir ve bu çanak da 16 farklı frekanstan yayın yapar. 

Kısacası her baz istasyonunun bir telefon sınırı vardır, bu telefon sınır aşıldığında telefonda ki sinyallerden telefonun çekim gücünün olmadığını görürüz. Yasa kararı ile baz istasyonlarının yaydığı mikrodalga frekanslarına bir sınır getirildiği için, baz istasyonlarının küçük ve güçsüz olarak şehrin her yanına yayılmasına neden olmuştur. Baz istasyonlarına getirilen sınırlamalara göre Türkiye, Dünya ortalaması ile kıyaslandığında daha şanslıdır. Çünkü uluslararası standartlara göre çok daha fazla düşürülmüştür.

Baz İstasyonları Zararlı Mıdır?

Baz istasyonlarının zararları ilk olarak 2003 yılında tartışılmaya başlandı. O zaman Aycell olarak bilinen firmanın Yargıtay binasına baz istasyonu kurulduktan sonra baz istasyonuna en yakın odada ki Yargıtaya ilik kanseri teşhisi koyulması binada ki baz istasyonlarının kaldırılmasına neden oldu. Baz istasyonları çevreye Elektromanyetik Dalgalar yayarlar. Bu dalgalar EMD kirliliği olarak tanımlanır. Elektromanyetik Dalgalar gözle görülemez. Ancak bu dalgaların varlığı ve çevreye yaydıkları EMD kirliliği belirli aletlerle saptanabilir, ölçülebilir.

EMD kirliliği son günlerde günün konusu olmuş yararları ile zararları üzerinde bitmeyen tartışmalara yol açmıştır. Bu tartışmalarda bu güne kadar hiç bir taraf kendi tezini kesin olarak kanıtlayamamıştır. Bu araştırmalar elektrik akımı ile elektromanyetik dalgaların insan kalbi ile DNA üzerinde olan etkilerini ele almakta onları incelemektedir. Çünkü bu dalgaların zararları olduğuna inanılan ortamlar bulunmuştur. Elektromanyetik dalga yayan aygıtların kesin olarak, insan sağlığına zararlarının olup olmadığı veya bu aygıtların faydalarının bulunup bulunmadığı üzerinde hala kesin bir yargıya ulaşılamamıştır.

Yazımızın gelişmesine katkı sunan takipçimiz Serdar Bey’e teşekkür ederiz.

Teknoloji Projeleri Youtube Kanalımızdaki Son Videomuza Göz Atmış Mıydınız?